Şehrin nüfusuna bağlı olarak yapısal yoğunluğunun artması da kaçınılmaz. Yapısal yoğunluğun düşeyde mi yatayda mı hareket edeceği, yeri ve ekonomik bağlamı içerisinde belirlenir. Bu etkenlere ilaveten mevzuat/ idari imar koşullar da bir diğer belirleyicidir. Yapı inşaat alanı ve üzerinde kurulacak toplam yapı hacmi arasındaki aritmetik, imar koşulları ve buna bağlı oluşan ekonomisi dahilinde mekan konforu ve mimari lehine her zaman rasyonel olmayabiliyor.
Tip
KonutYıl
2016İşveren
İş GYOYer
Altunizade, İstanbulAlan
﹥50.000 m²Detaylar
Söz konusu kısıtlar, bu irrasyonalite mimarinin alışık olduğu sorunla baş etmenin yoğun şehir içerisinde önemli ve bir başka bağlamını oluşturuyor. Proje önerimiz kendimize sorduğumuz bu temel sorunun cevabını bulmaya çalışmaktansa soruyu bertaraf etmek üzerine gelişti.
Bulunduğu “yer”in fiziki şartları, olası imar gelişmeleri ve öngörülen nihai kullanıcı profili de mimarinin klasik bağlamı dâhilinde önerinin aşmaya gayret ettiği temellerden biridir. Dramatik bir eğimi (%12 ), topografik heterojenliği olmayan, yapı ebadı ve ara mesafeleri belirli bir arazi de nasıl yoğunlaşılır? Mevcut durum dahilinde yüksekliği sabit (12,50 m.), yoğunluğu belli, blok nizam sınırlı bir yapılaşmada vaziyet planı ve buna bağlı temel kesit belirleyicidir.
Bu kabulle kesit merkezli bir alt-tekstür/doku oluşturduk. Oluşturulan bu doku nizami bloklar, ara-ilişkiler, alt-birimler ile konutların yan işlevlerini, yönü, iç ve çevre ulaşımı, kentsel ilişkilenmeyi kullanılabilirlik ve ışık, peyzaj temelinde bir araya getirmeyi mümkün kılmalıydı. Konutlara ve ortak alanlara yaya ulaşımı temelinde sirkülasyonun bir katman/yüzey oluşturması ile alternatif yaşam alanları, peyzaj yuvaları, ilişkili konutlara mahrem sağlama potansiyelini taşıyan dış mekanların ortaya çıktığı bir avlular katmanı oluşturduk. Yatay yoğunluk dahilinde zemin- kot, iç mekan-dış mekan ilişkisi yapısallaşmanın da tarihsel konularından biridir.
Bilinen ilk konut örneklerinden Çatahöyük yer ile ilişkisini, ilaveten başka etkenler dahilinde, “yer”i mesele ederek, tabakalaşarak ortaya koymuş, yeni bir topografya, yeni bir yeryüzü yaratmıştır. Binaların aksine “yer”in negatif kalıplanması ile ortaya çıkardığımız avlu-konut yorumunun Anadolu’da tekil veya bir arada yerleşkelerde daha geç ve yakın dönemlerden de bildiğimiz bir referanstır. Yapısal kotlar gibi arazi kotlarının ortaya çıkması doğal ışık, sınırları keskin olmayan ait-bahçe / ortak-bahçe ilişkisi, kullanım alan konforu, görsel ve ses tamponları oluşturmak gibi faydaları da beraberinde getirecektir.
Alt kot konutların yaşam alanları bir nevi “ayakaltından çekilmiştir”. Projenin açık-kapalı çocuk alanları, havuz ve dış mekâna ihtiyaç duyan ortak aktivite alanları güneş kullanımını maksimize etmek gayesiyle güney tarafında konumlanmış ve spor mahalleri, spa vs. fonksiyonları kapalı hacimlerde yer alıp birbirleriyle ilişkilenmiştir. Trafik yoğunluğunun müsait olması, yön avantajı ve güney kuzey aksında ortak mekanları bir birine bağlayan bir alle’nin başlangıç noktasını oluşturması nedeniyle ana giriş, nizamiye kuzey tarafında konumlanmıştır. Burası ile ilişkili misafir otoparkı, mahalle arkadaşlığının kullanabileceği açık spor alanı, teknik alan müdahale girişleri, personel odaları, çöp biriktirme ve tahliye gerekleri vd. öngörülmüştür.